Robbie beş yaşındaydı.
Kucağına bir yaprak düştüğü zaman, “Bence bu firavun
çınarları iyi ağaçlar.” dedi.
Yalnızca Jacob yaprağı aldı, parşömenini yolarak
kaburgasına bıraktı.
“Öyle.” Diye çocuğa hak verdi. “Su boylarında yetişirler. İyi şeyler suyu
sever, kötü şeyler oldum olası kupkurudurlar.”
“Firavun çınarları kocamandırlar, iyidirler.” dedi Junius. “Bana öyle geliyor ki iyi şeyler,
iyi yürekli şeyler ayakta kalacaklarsa çok kocaman olmalıdırlar. İyilerin küçümenlerini,
kötülüklerin küçümenleri yer bitirir de ondan. Kocaman şeylerin zehirli ya da
güvenilmez oldukları pek az görülmüştür. İşte bu yüzden insan düşüncesinde
büyüklük, iyiliğin imgesidir. Küçüklük de kötülüğün. Anlayabiliyor musun bunu,
Robbie?”
JOHN STEİNBECK, CENNET ÇAYIRI (İSTANBUL: REMZİ
KİTABEVİ) syf:97